4 Nisan 2018 Çarşamba

BULGARİSTAN TÜRK GİRİŞİMCİSİ İLE KOBİ'LERİNİN İLGİSİ VE YATIRIMLARI SAYESİNDE AVRUPA'NIN İKİNCİ İSVİÇRE'Sİ OLABİLİR


 
Türkiye Bulgaristan İş Forumu nedeniyle sabahın köründe yollara döküldüğümüzde ne hafta sonu yorgunluğu, ne de İstanbul’un keşmekeşliği bizi yıldırabildi.
Avrupa Birliği’nin dönem başkanı sıfatıyla Sofya’nın yıllar sonra dostluk ve komşuluk ilişkilerimizi ticaret ve yatırım temelli değerlendiriyor olması heyecan vericiydi.
Yaklaşık 10 yıl aradan sonra İstanbul Wyndham Grand Levent Hotel’de gerçekleştirilen zirve iş dünyamıza yeni bir açılım sağlayacak nitelikteydi.
Türkiye ile Bulgaristan arasındaki ticaret ve yatırım ilişkilerinin güçlendirilmesini hedefleyen toplantıya Bulgaristan ekonomisinin kurmay başkanı kimliğiyle Emil Karanikolov katılırken Türk tarafının bakan yardımcısı ile temsil edilmesi hiç olmadı ve dikkat çekti.
Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK)’in ev sahipliğinde hayata geçirilen Türk – Bulgar İş Forumu’nun Türkiye ile Bulgaristan arasındaki ticaret ve yatırım ilişkilerini güçlendireceği kesin.
Bulgaristan’ın AB kapımız olması ve lojistik merkez konumu girişimcilerimiz için muazzam avantajlar sağlıyor.
Gerçi yıllardır süren vize sıkıntısı ve taşımacılık sorunları bazen ikili ilişkilerimize olumsuz olarak yansısa da bu konuda Sofya yönetiminin tek taraflı belirleyici olmadığının bilincindeyiz.
Brüksel’in ikircikli ve Türkiye’ye ayar verme çabaları ile hayata geçirdiği politikaların gölgelediği bu süreç komşumuz tarafından siyaseten iyi tahlil ediliyor.
Onlar bu süreçte Türk girişimcisinin ve sermaye gücünün Bulgaristan’da yol açtığı pozitif dönüşümün farkında.
Yaşanan ekonomik büyümenin merkez kaldıracı konumundaki Türk sermayeli işletmeler Kastamonu Entegre (Naci Güngör), Alcomet (Fikret Kuzucu), Sarten (Zeki Sarıbekir) ve Aktaş (Sami Erol) yönetim kurulu başkanları ve sioları Türkiye-Bulgaristan arasındaki ticaret, yatırım olanakları ve başarı hikayelerini aktardıkları sunumlarında ülkenin kaliteli iş gücü açığı ile maliyetlere dikkat çektiler.
Türk girişimcilerinin Bulgaristan’a yatırım yapmakla sadece AB pazarına değil aynı zamanda Asya, Hint, Ortadoğu ve Amerikan ekonomik bölgelerine daha düşük maliyetlerle mal arzı yapabileceğinin altı çizilen toplantıda otomotiv, savunma ve havacılık sektörlerinin gözde yatırım alanları olduğu vurgulandı.
Forumun dikkat çeken bir başka özelliği ise iki ülkenin ticari kapasitesinin yükselmesinden dolayı Sofya’daki Ticari Ataşemiz Emrah Sazak’a edilen teşekkürdü. 
Bulgaristan Cumhuriyeti Ekonomi Bakanı Emil Karanikolov etkinliği izleyen yüzlerce firma temsilcisine hitaben yaptığı konuşmada, her iki ülkenin yatırımlar açısından daha dinamik bir süreç inşa etmesi gerektiğini belirtirken şu anda Bulgaristan’da tespit edilebilen Türk sermayeli yatırım toplamının 1 milyar avroyu aştığını söyledi.
Bu rakama AB üzerinden dolaylı olarak yatırım yapan Şişe Cam ve diğer işletmelerimizi de eklersek Türk sermaye gücünün Bulgaristan ekonomisi üzerindeki yansıması 2-3 milyar avroyu buluyor.
Yolsuzluklar ve yaşanan vize sıkıntısı konularında hassas bir çalışma yürüttüklerini de vurgulayan Bakan Karanikolov ülkesinin Türkiye’den 1.9 avroluk ithalat yaptığını belirtti.
Yatırımların karşılıklı teşviği ve korunmasının önemine de dikkat çekilen forumun iki ülke liderlerinin bir süre önce Varna’da gerçekleştirdikleri AB zirvesinin ardından yapılmış olması politik süreci daha net okumamızı sağlıyor.
Bu durum ve yaratılan iş fırsatları Türkiye ve Bulgaristan’ın dostlukları ile bütünleştirilebilirse Türk KOBİ’lerine büyük avantajlar sağlanabilir.
Ana metal sanayii, ulaşım araçları sektörü, müteahhitlik, bilişim ve finans yatırımlarının gözde yatırım alanları olarak dikkat çektiği Bulgaristan Türk girişimcisi ile KOBİ’lerinin gücü ile bütünleşecek bir süreçte yapıcı politikalarını devam ettirebilirse ikinci bir İsviçre olabilir.
Türk dış ticaretinin neredeyse yüzde 60’nın gerçekleştirildiği AB pazarı ile aramızda kapı konumundaki Bulgaristan eğer yabancı yatırımları doğrudan yönlendirmede yetki karmaşasını sona erdirecek siyasi iradeyi ortaya koyabilirse Türk girişimcisinin bu ülkeye olan ilgisi zirveye çıkacaktır.
Ekim ayında Sofya’da gerçekleştirilmesi planlanan Türk – Bulgar iş zirvesi için daha şimdiden kolları sıvayan Bulgar-Türk Ticaret ve Sanayi Odası (BULTİŞAD) Başkanı sayın Fikret İnce Türk-Bulgar dostluğunun gelecekte anıtlaşacak ismidir.
İnce forumda yaptığı konuşmada nitelikli işgücü konusunda Türk yatırımcısını uyararak ‘’Kimse Bulgaristan’a ucuz işgücü için gelmesin. O yıllar geride kaldı. Şimdi artık emek maliyetleri avantaj değil. Zaman  nitelikli, inovasyon ve endüstri 4.0 temelli yatırım zamanı’’ dedi.
Yani Bulgaristan avantajlarının çok olduğu büyümeye açık bir potansiyele sahip ancak bu imkanları doğru kullanacak ve ortaklarını iyi seçecek girişimcilere.
Türk girişimcisi değişime ve yenileşmeye açık bir süreçte sosyal sorumluluk projelerine de imza atarak Bulgaristan’da başarılı olabilir.
‘’ Acıyı hissedene YAŞIYOR,
Başkasının acısını hissedene İNSAN deniyor’’
düsturunu da hatırlatan İnce Bulgaristan iş insanlarını da Türkiye’ye yatırım yapmaya davet eti.
Türk-Bulgar ticaretinin 4 milyar avro civarında olması sadece ilgisizlikten.
İnanıyorum ki her iki ülkenin iş insanları doğru süreçlerde, siyasi iradenin de arkalarında durması ile bu rakamı kısa zamanda ikiye üçe katlar.
Ancak Bulgaristan Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Tsvetan Simeonov’un da belirttiği gibi ilgili bakanlarımızın Kapıkule gümrük sahamızda nöbet tutması gerek.
Yani sınırda ortak gümrük kontrolü şart.
Yerel yönetimlerin liderlik ettiği AB sürecinde 100’ün üzerinde sanayi bölgesi kurulan Bulgaristan’da yatırımcının sermaye payı yüzde 50’nin üzerindeyse ihtilaf halinde istediği yerden hakem seçme hakkına sahip.
Türkiye – Bulgaristan İş Konseyi (DEİK) Başkanı Osman Ak, Bulgaristan Yatırım Ajansı başkanı Stamen Yanev, Bulgaristan Ulusal Sanayi Bölgeleri Şirketi Direktörü Antoneta Bares, Bulgaristan KOBİ Tanıtım Ajansı Başkanı Gabriela Kozareva’nın da yer aldığı iş forumu Türk yatırımcılar açısından Bulgaristan’ın avantajlarını iyi ortaya koydu.
Ancak toplantıda Türk yatırımcıya verilen mesajı bir Bulgar atasözü ile de özetlemek yeterli; ‘’Torbamızda ne varsa, çorbamızda da o var’’

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder